Oruç tutmakla ilgili kendimize hatırlatmamız gereken bir kaç şey var:
Gün içinde yoksun olmamız gereken şeyler yalnızca yemek ve su ihtiyaçlarımız değil. Onlar dışında kötü sözler söylemekten, insanları kırmaktan, harama bakmaktan vb. de sakınmalıyız ki tam manasıyla oruç tutmuş sayılalım.
28 Haziran 2014 Cumartesi
26 Haziran 2014 Perşembe
Bir Varmış Bir Yokmuş
(fotoğraf alıntıdır)
Onca yıl tanıdığımızı, tanındığımızı sandıklarımız. Her şey yolunday-mış gibi davranmak bir yerde patlak verecekmiş elbet. Gün bugünmüş.
Görünüşe aldanmamak gerek-miş. Beni tanıyor, beni böyle de kabul eder diye düşünmek yanlış-mış.
İnanmak, güvenmek yanlış-mış.
Tanıdığını sandığın insanın her geçen gün değiştiğini görmek acı(y)-mış.
Bir var-mış, bir yok-muş.
20 Haziran 2014 Cuma
Yatağın Soğuk Tarafı
Bu sabah yoktu yatağının bir kenarı soğumuş olan yerinde. Şaşırmamıştı. Bu kavgalar, tartışmalar, ağlamalar... Bir sonu olmalıydı ve gerçek şu ki giden daha güçsüz, daha korkak ve daha bıkmış olandı.
Artık hayatında karanlık, hissiz bir döneme başlıyordu. Yatağın soğuk kalan kısmı, bu ev, hayat, birlikte aldıkları filmler... Hiçbirini kendine ait hissetmiyor, onsuz aynada gördüğü yüz bile yabancı geliyordu.
Artık hayatında karanlık, hissiz bir döneme başlıyordu. Yatağın soğuk kalan kısmı, bu ev, hayat, birlikte aldıkları filmler... Hiçbirini kendine ait hissetmiyor, onsuz aynada gördüğü yüz bile yabancı geliyordu.
18 Haziran 2014 Çarşamba
Bir İntiharın Öyküsü
Mevsimler geçer, hayattaki her şey değişirken daim kalan tek şey içindeki o tarifsiz şeydi. Acı mıydı? Azap mıydı? Hayır, bugüne kadar tanımlanan her duygudan farklıydı. Bambaşkaydı..
Sevdiği kadın da öyleydi; farklıydı...
Sevdiği kadın da öyleydi; farklıydı...
17 Haziran 2014 Salı
Anne Yarısı
Teyze anne yarısıdır derlerdi. Bilirdim, tecrübe edilmiş söylenmişse haklılık payı vardır derdim. Ancak yaşamayan annelik nasılmış, yarısı nasıl oluyormuş anlamaz-mış. Bir 14 şubat günü gözlerini dünyaya açtı Ela Beren' im. Hem de tam 14.14te. Ablamın acı çekiyor olmasına üzülüp ağlarken o mucizenin sesi dünyada hiç tatmadığım bir mutluluğu yaşattı bana. Minicik bir varlık beni, bizi nasıl bu kadar ağlatabilirdi?
Hoşgeldim
İçimde çok tatlı bir heyecan var. Yıllarca yazma isteğimi bastırmışım meğer diyorum. Okumak, hissetmek, hissettiklerimi yazabilmek çok rahatlatıcı. Yalnızca benim okuyabildiğim yerlerde yazdım bunca sene. Kalbimi her insana açamamaktan yakındım durdum. Tanımadığım, yeni tanıştığım insanlar beni hep soğuk, sinirli ve ciddi bulduğunu söyleseler de zamanla tanırlar içimdeki çocuğu. O çocuk bugün içinden geçenleri başkalarıyla da paylaşmaya karar verdi. Hayata dair her konuda yazmak istedi. Fikirler başkalarıyla paylaştıkça anlam buluyor. Galiba yazmak istememdeki en büyük sebep bu. Doğru ya da yanlış her düşünce, her tecrübe okunmaya ve ders çıkarılmaya değerdir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)