Bumerang - Yazarkafe

26 Eylül 2020 Cumartesi

Kat İzleri


Duvarları aşamıyordu. Alışamıyordu. Sanki üzerine üzerine geliyorlardı. Sıvası düşmüş, paramparça ve sarı rengindelerdi. Az yukarıda, sağda adamın sureti vardı. En çok da o geliyordu üzerine. Ben hep yanındayım, hayatındayım der gibi bakıyordu. Her zamanki güzelliğiyle hem de...
Kahverengi, beyazlamaya başlamış saçları, iri gözleri, köklerinden toprağa sıkıca tutunmuş bir çınar ağacı gibi uzun boyuyla son gördüğü haliyle, oradaydı işte!
 Aklının oyunlarıyla mücadelesi bitmiyordu.

10 Eylül 2020 Perşembe

Gönül


Kendine yaslanan dik yürür felsefesinde, başına buyruk, hesapsız hayatının şu köşebaşında adama rastlamıştı. Hayatta tesadüflere yer olmadığına inanırdı. Hiç unutmuyordu. Sabaha karşı beşti saat, her gece olduğu gibi yürüyordu. Son sigarasını içecekti. Şarkı mırıldanarak yanından geçen bir adam vardı. Adamı gördüğü anda ciğerine dolan şey duman değil de koca bir gökyüzüydü sanki. 
Daha önce gördüğü adamlardan çok mu farklıydı?
Hayır bu öyle bir şey değildi. Gözlerinde, sesinde çok farklı bir şey vardı. Adını bugün bile koyamadığı şeyler hissettirmişti...
Hayatı boyunca hep mantıktan yana olmuştu kadın. Tanımadığı bir adam gökyüzünü ciğerine nasıl doldurabilirdi? Ama o gözlerin kötü olma ihtimali yoktu işte, yoktu.
Gülümsedi kadın, yalnızca gülümsedi ve yoluna devam etti. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Her gün adamın yüzünü düşündü. Unutmasın diye resmini çizdi eski bir deftere. Her gün o resmi inceledi.