Duvarları aşamıyordu. Alışamıyordu. Sanki üzerine üzerine geliyorlardı. Sıvası düşmüş, paramparça ve sarı rengindelerdi. Az yukarıda, sağda adamın sureti vardı. En çok da o geliyordu üzerine. Ben hep yanındayım, hayatındayım der gibi bakıyordu. Her zamanki güzelliğiyle hem de...
Kahverengi, beyazlamaya başlamış saçları, iri gözleri, köklerinden toprağa sıkıca tutunmuş bir çınar ağacı gibi uzun boyuyla son gördüğü haliyle, oradaydı işte!
Aklının oyunlarıyla mücadelesi bitmiyordu.