Bumerang - Yazarkafe

28 Şubat 2021 Pazar

Buruk


''Aynı gökyüzüne bakmak, senin de baktığını bilmek. Aynı şarkıları dinlemek, bazı eşyalara gerçekte olduğundan daha farklı anlamlar yüklemek...
Bunlar aslında hep ayrı yerlerde ama aklı, kalbi her an ''seninle birlikte'' yaşayan benim lanetimdir. 
Lanet dedimse, hayata tutunmama yarayan tek şey bu elimdekilerdir sevgilim.''
Yazdı kadın. Söylemekten çok hoşlanmazdı, belki de korkardı. Bu nedenle söylemekten çekindiği şeyleri yazarak ifade ederdi. Bu da o anlardan biriydi. 

 Bu lanet, büyük kısmının özlemden geçtiği sevdaların en güzel yanıydı. Bunu, yıllar sonra dönüp baktığında anlayacaktı...
 Bir insanı gerçekten sevmek, iki kişilik düşünmekten geçiyordu. Her adımda, her anında. Kadının en sevdiği yazar olan Oğuz Atay'ın bu konuyla ilgili elbette bir sözü vardı ''Kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum.'' diyordu Atay. Aynen öyleydi...

21 Şubat 2021 Pazar

Gönderilmeyen Mektup



Yürüyordu koşar adım. İleri değildi, oysa hep ileri doğru olurdu yürümek...
Bu kez yükseliyordu yürürken, bulutlara doğru. Gökyüzü mavi olmalıydı; oysa zifiri siyahtı şimdi.

Maviden siyaha çalmış renkleri kendinden bilirdi. Bu yüzdendi oraya doğru yürümesi...
Güneş olmalıydı şuralarda bir yerde; ama bu güneş değil, ateş topuydu. Işıktan öte sıcaklık hissediyordu yükseldikçe. Et ve tırnağın birbirinden ayrılması gibiydi bunun acısı...
Etrafında yıldızlar vardı. Yıldızlar sabit değildi, hepsi üzerine üzerine geliyordu. 

Bir rüya olmalı diyordu, bu bir rüya olmalı...
Uyanıyordu...

8 Şubat 2021 Pazartesi

Hayatın Anlamı

Neydi hayatın anlamı?

Sabahları erkenden uyanmak, işe gitmek, borçla bir şeyler almak, sonra onları ödemek için daha çok çalışmak. Şansın varsa kalbine göre birini bulup evlenmek. Daha çok çalışmak. Çocuklar için çalışmak, yine şansın varsa kendine ait bir evde son nefesini vermek...

Sahi bu muydu yaşamak? 

İnsanoğlu bilmiyordu. Hayatındaki en kıymetli şey olan zamanın ne demek olduğunu bilmiyordu. Aslında her şey paradan değil, zamandan ibaretti.

Uykusuzluk bir zaman gerektiriyordu. İşe gitmek, çabalamak, para kazanmak zaman gerektiriyordu.

İnsanları tanımak, sevmek zaman gerektiriyordu. Zamanını vermediğin hiçbir şeyin senin olmaması, bir kalp için de geçerliydi. Bir yabancı, zamanla her şeyin oluveriyordu.