Bir akşamüstü
Gölgen boyunu da, acını da geçerken bakakaldığın kırık bir cam parçasında yüzümü aradığında anlayacaksın.
Kırılıp tarumar olmuş şeyin yeniden bir araya gelmesinin kırk yılda bir ihtimal olduğunu.
Güneşin her zaman ısıtmadığını
Bazen temmuz ortasında bile acı bir rüzgarın içini ürpertip tökezlemeni, hatta yere düşmeni bile umursamadan çekip gidebileceğini
Siyah kedi uğursuzluğuna inanmadığın gibi hayatın senden kapkaççı adiliğiyle çaldığı en değerli hazinelerine de aldırmadan yürüyeceksin.
Yazları sıcak ve kurak iklimlerin de değişebileceğini, hazırlıksız yakalandığın bir yağmur seni sırılsıklam edip hasta olduğun gün anlayacaksın.