Bir gece yarısı, hava diye soluduğum şey SOG gibi nefesimi kestiğinde anladım, yaşıyor gibi yapmanın nafile bir çaba olduğunu. Sırtımda taşıdığım yüklerin her adımda daha da dibe çektiğini...
Beni terk edilmiş tren garları sessizliğinde bırakan hallerim, kimseye anlatamadığım...
Bir sigara içimlik daha kalsaydı, son kez hep seveceğim derdim belki.
Uyuyunca geçmez, kalk yolumuza devam edelim...
Delirmenin eşiğinde tek ayak üzerinde bekleyen bir çocuğum, aşağı düşmem için bir itişin yetecek. Ha düştüm, ha düşeceğim. Yarın sonu, uçurum...
Gözlerinde kayan her yıldızda seni dileyen, topraktan başka yerde yaşayamayan tırtılım. Uçup geleceğim gözlerine desem, birkaç günlük ömrüm feda olsun. Ama bilirim, onca yıldız içinde yazık olur rengarenk pullarıma.