Hayal etmeye dahi korkulan bir düşün, düşüşten başka şansı var mıdır ki?
Yaşın, yaşanmışlığın, yaşanmamışlığın laneti diyordu adına.
Zamanın ilaç olmasını umduğu zamanda ansızın bir kalp çarpıntısıyla gececil kuşlar gidiyordu. Gitmesin istedikleri sığmıyordu kabına...
Uykusuzluktan kan çanağına dönmüş gözlerine sorsaydı belki bilirdi. Sustukları büyümezdi içinde. Bir söylediyse, bir sustu. Bir yazdıysa, bir sildi.
Yaşanan her şey ondan bağımsız ilerliyor gibiyken, ellerini tutmak mümkün değilken, nasıl olabilirdi ki yaşamak?
İmkansızlık denizinde yüzmeye çalışmak hangi kara canlısının haddineydi?
''Hem..
Bu yaştan sonra, sırası mıydı sevmenin?''
Yine de...
Bir selamına razıydı gececil kuşların...
''İlelebet aşk bu bendeki
Kör olası yaktı içimi
Ara sıra uğra kalbime
Oyunun içinde tut beni
İstemem söz sevmeni
Ziyadesiyle şerdeyim
Gece gündüz oldu
Bir yalansa kefaletim
Ödeyeli çok oldu...''
şarkıdan yola çıkıp vurucu bir yazı yazmışsın ne güzeeel :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim efendim :)
Sil