Aşkların, savaşların şiirden çıktığı bir düş benimkisi.
Dikenler üstündeki bir yolu dümdüz çiçeklerle kaplamaya çalışmanın nafile çabası.
Oysa yollar yokuşlu ve sisli olurdu. Kenarda felaketine erken kavuşmuş hayvan cesetleri. Issız, kimsesiz, hissiz bir düşte ip üzerinde var olmak kolay mı sandın?
Göz kenarlarında oluşmaya başlayan çizgiler, beyazlamaya başlayan saçlarını izlemenin manzarasını herhangi bir şehrin herhangi bir tepesi sağlayamazdı. Benden başka herkesin yorduğu ellerine yazık oluşuna, yıllar ve yolların yanında ben de şahidim.
Seni başka kimsenin bilmediği bir kente koyduğum kalbim bugünlerde yorgun. Kentte türlü hava olayları, felaketler hakimken şu kasırgada sımsıkı sarıldığım, sonra yitirdiğim sen değil misin?
Artık hayat yüz metre önümü göremeyeceğim kadar karanlık. Kornaya basan her aracın çarpmaktan son anda kurtulduğu o meczup benim. Sallana sallana ilerlediğim bu yolda, sonunda bulmayı umduğum tek şey sensin, o kimsesiz kent.
Gözlerini kapat sevgilim
Zemherideki düşlerini gerçekleştirmek için her şeyi yapmayacağım bir hayat mümkün değil bana...
Herkes gitsin, sen kal sevgilim
Senin olmadığın bir hayatta var olmak, tuşları tek tek kırılmış bir piyanoyu çalmaya çalışmak kadar anlamsız.
Sen, uğruna savaşlar çıkacak kadar güzelsin.
oyyy pekiiii :)
YanıtlaSil:)
Silmücadele olmadan yürümek pek güç oluyordu...
YanıtlaSil