Bumerang - Yazarkafe

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Sessizliğimden

Şarkı önemli
Sensiz kutladığım kaçıncı gece, kaçıncı yıl saymadım; sayamadım. Zamanı, yeri ve kişileri buzdan bir kaleye hapsederek çıktığım yolda bir gün güneşin doğup o güzel buzları eriteceği; korkularımı, o derin fosil acıları çıkaracağını unutmuştum.
Yakıyordu güneş, eritiyordu buzları...
Herkes gitmiş, gece olmuşken acıların acıta acıta yeniden doğumunu tek başıma kutlamak öyle zor ki.
Sessizdi hikayem; dışa vuran, güncel olan, gösteriş barındıran her şeyden uzakta el değmemiş bir ormandı.

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Terapi

Sınavıma iki gün kalmış, son demlerimde ve son denemelerimle boğuşuyorum sevgili okur.
Hal vaziyet ise, boğaz ağrısı yaz gününde, bolca burun akıntısı, burun kenarlarında çıkmış uçuklar.
Biraz da karın ağrısı. Ooooh mis. Daha ne olsun.
Biraz önce annemin dizine yattım, anne bitsin artık dedim öksürüğüm izin verdiğince anlaşılır bir şekilde. Birkaç gizli damla aktı gözlerimden. 22 yaşında koca bir bebek olmak istemedim çünkü. Umarım o sırada diziye bakıyordur, görmemiştir.
Annemizin dizinde gizlice ağlamalarımız da olmasa, ne kalır ki elimizde değil mi?
Biraz konuştuk, cuma günü saçını boyat istersen dedi. Diplerim geleli aylar oldu. İçimden hiçbir şey gelmediği için iğrenç bir şekilde duruyorum :)  Sonuç olarak evet, boyatacağım.
Zaten dışarı çok az çıktım son iki aydır. Yeter be dememek için kendimi zor tutuyorum. Şöyle bir dağın zirvesine çıksam bağırsam belki daha iyi gelir. Bilemiyorum.
Ekmek kaygısı, emek korkusu buymuş sevgili okur.
Çiçeği burnunda mezun kpss derdinde. Bu da bitiyor şükür. Sonra sırada mülakatlar, hangi şehre atancam, evi nerden tutcam telaşları olacak tabi. Bir de miniklerim olcak. Umarım -atanabilirsem- mesleğini layıkyla yapan bir okul öncesi öğretmeni olurum.
Hayırlısı.
Sınavım cumartesi, taze mezuna bir dua eden olur mu ki acaba?

11 Ağustos 2016 Perşembe

Aptal Çiçek

Sen; o güzel rüzgarın savurduğu küçük, güzel yabani çiçek!
Bunca yokluğun içinde  bir türlü toprağa salamadığın köklerinle, susuzluğunla, güneş ışığını hiç görmemeyi umarak uyduduğun  günlerin ertesinde yine onun yokluğuyla yanıp kavruldun.
Çünkü,
Ne zaman yürekten istesen yanından geçip gitti güneş. Bir an sana gelecek gibi olsa yanındaki diğer çicekler gölge yaptı. Bazen uğursuz bir bulut geldi girdi aranıza.


6 Ağustos 2016 Cumartesi

Tek Kişilik

Kimse, bana kimsenin kendisini kendisinden çok düşündüğünü söylemesin. Evet cümle yeterince karmaşık, aklımdakiler kadar en az.
Düşünmezler sayın okuyucı, düşünmezler.
İstediğin kadar sev, sevil, dostum de. Bir viraj var ya da şöyle söyleyeyim herkesin evinin bir kapısı var. O kapıdan kendi iç dünyasına, bencilliğine düştükten sonra seni kimse tınlamaz.
Bilmem sinirli miyim? 
Belki de, mümkün.
Ama sinir bile anlayana, değene, hak edene olmaz mı?
Bence öyle.
Bir daha uğrunda ağlamamaya söz verdiğiniz kimseler varsa bir de.


2 Ağustos 2016 Salı

Kendin İçin

''Onlar, sabah kalkınca yüzünü yıkamak kadar kolay ve sıradan severken, sen neden kendinden
veriyorsun, kanıyorsun be ahmak! Hala tükenmedin mi, yarım kalmaktan bıkmadın mı?
Nereye kadar devam edecek bu, yok olmayı her şeyden çok dilediğin gün mü!''
Aynada, bir gece olsun kendi için vakit ayırmıştı. Uzun zamandır bakmaktan çekindiği aynayla yüzleşme vakti gelmişti...
O da bu birkaç cümleden öteye gitmemişti.
Beceremiyordu onların sahte, zarif kuğuyu andıran danslarındaki kıvraklığa bir türlü alışamıyordu.