Bumerang - Yazarkafe

9 Ağustos 2020 Pazar

Yarım

 Türküler söyleyen, türküler dinleyen, sesinde aşk olan bir adam vardı... Uzunca boyu, güzel sesi, ''hayatta her ne olursa olsun umut hep var olacak'' bakışları ile dimdik ayaktaydı. Gülümsesin diye her şey yapılabilirdi. İnsan onu görünce aklının iplerini öylece salabilirdi. Dengesizleşebilirdi, çocuklaşabilirdi, kendi olmaktan çıkabilirdi, asla girmem dediği yollarda koşabilirdi öylece, çok sevebilirdi sonra. Yalnızca kokusunu içine çekmek isteyebilirdi... Yani kadının gözünde böyleydi en azından... Yanında olmak, var olmanın ilk şartıydı sanki. Gözünü onunla açmış, onunla kapatmalıymış gibi... Ölmek üzereyken istenen o son su gibi... 

3 Ağustos 2020 Pazartesi

Kelebek

 Kelebeklerin ömrü kadar derler hep, bir gün olarak bilirler. Öyle değildir aslında. Bir ay ile bir yıl aralığındadır ömürleri. Yine de kısadır. Bir kanat çırpışın, kısacık ömürlerinde nerelere yol açacağını bilmeden yaşarlar.
 Zamanı az kalmışlar anlar kelebekleri. O çirkin tırtılın kanatlanıp rengarenk oluşunun sevilmekten olduğunu çok iyi bilirler. Sevmenin, sevilmenin aşamayacağı engel, iyileştiremeyeceği yara yoktu...
Sonra o güzel renklerin geçiciliğini, hafifliğin ve kimseye dokunmadan, yük olmadan ölüme gitmelerinin acısını da yüreklerinde yaşarlar...
 Kadın da öyle hissetti ömrü boyunca. Hep vakti azmış, bir şeylere yetişmesi gerekiyormuş gibi. Kırılsa da kimseyi kırmadı. Kıvırcık saçlarını toplamayı hiç sevmedi. Rüzgarın, bir tüyün bile ağırlık yaptığı heybesini taşımakta çok zorlansa da ısrarcı oldu.