Bumerang - Yazarkafe

28 Aralık 2018 Cuma

Daha Çok Küçüğüm

 Elleri az önce, yolun orta yerinde bırakılmış bir çocuk gibi kaldığım gecelerden biriydi.
Küçük değildim aslında. Eşek kadar oldu dedikleri, kendi ayakları üzerinde çok rahat durulan yaşlardan biriydim. Büyü-müş-tüm ben içimdeki çocuğa inat.
Hayatın bambaşka yönleri olduğunu, eskiden dert edilen şeylerin aslında bugün olanlar yanında ne kadar küçük olduklarını düşünüyordum. Birkaç sene sonra da bunların çok küçük olduğunu fark edecektim(kısır döngü).

3 Kasım 2018 Cumartesi

Sonsuz

Görsel alıntıdır.
 Kısacık boyu, yüzündeki hatlarını delicesine belli eden kemikleri, yarım asırlık hayatını ele veren çizgileri ile aynanın karşısındaydı. Müslüm'ün çünkü sen çölüme yağmur oldun şarkısını dinliyordu.
 Güneşte yeşil olduğunu yıllarca insanlara kanıtlamaya çalıştığı ela gözleri hala aynı ışıkla parlıyordu. Çünkü o çölüne yağmur olmuştu. Her daim gözlerindeki, gönlündeki ışığı canlı tutmuştu.
 Saçlarına inen akları boya ile kapatıyordu. Sarı renk tutkusu yaşının ilerlemesiyle kahverengiye doğru değişmişti.

1 Ekim 2018 Pazartesi

Gitmeler

 Gitsen gidilmez, kalsan kalınmaz bir yolda öylece bekliyordu kadın. Yol bir yere gitmiyordu Yılmaz Erdoğan'ın deyişiyle; yol bir durma biçimiydi.
Kendisini bekleyen sonda uçurum olduğunu bildiği için duruyordu belki de. Uçurumlara sevdalanmış bir kalp elbette iflah olmazdı.
Bilmiyordu insanlar, görmüyordu. Yol kenarında en ufak çatlaktan hayat bulmaya çalışan papatyaları suçluyor, onları eziyorlardı.

30 Ağustos 2018 Perşembe

Gitmek İçin



Gitmek için bir kelebeğin uzak ufuklara
Kendini savunabilmesi için arkasında
Yaratılışından bir göz izi olan
Her anı son günüymüş gibi yaşayan
Her anında tehlikelerden kaçmaya çalışan
Dokunduklarında tüm rengini alacak düşmanlardan
Uzak olması gerekmez mi?
Gitmek için berrak bir cennet bahçesine bakıp
Sevdiklerinin orada iyi olacağının bilmesi
Gerekmez mi?

20 Ağustos 2018 Pazartesi

Her Ayrılık

 
Gecenin bu saatinde, bu sahilde, arabanın içinde ne yapıyordu? 
En son gün batımı kalmıştı zihninde; güneş kızıl rengi kanını akıtarak veda ediyordu güne...
 Sonrasını hatırlamıyordu kadın. İnsanlara dalmıştı. Sevgileri, acıları, kırgınlıkları, mutlulukları olan, dışsal olarak çok farklı ama aslında aynı olan varlıklara.
Elini kalbine götürdü. Atıyordu. Onların da atıyordu. Gecenin bu saatinde sahilde olanların kalbinin daha yavaş attığına iddiaya girebilirdi. 


18 Ağustos 2018 Cumartesi

MİM : İZEV: ''Yıkılmak zorunda olan zihinlerdeki duvar''


Merhaba sevgili okur. Sevgili Mermaid'in yaptığı mim -aslında sosyal sorumluluk projesi- ile karşınızdayız. Bu güzel şeye vesile olduğu için teşekkür ediyorum.
 Bu şarkıyı daha önce görmüştüm, izlemiştim de. İzlenmesinin belirli bir sayıya ulaşması gerektiğini de biliyordum ama nedense tembellik etmişim sevgili okur.
 Bir okul öncesi öğretmeni olarak farklı çocuklarla elbette karşılaşıyorum. Çocukların hayata, okula merhaba dediği yaşta onlara bir şeyler kazandırmaya çalışıyorum. Bunların başında farklılıklara değinmek konusu geliyor benim için de. Bu sene sınıfımda tıpkı diğerleri gibi farklı bir çocuk vardı. Ve farklılıklara saygı konusunu onlara çok iyi kazandırmanın verdiği gururla bitirdim seneyi. Bu benim için akademik başarılarından çok daha değerliydi.
 Çünkü her birey farklı, her birey özel. Onlar da tıpkı bizim gibi. Onların da duyguları, istekleri var. En az bizim kadar bizim faydalandığımız nimetleri hak ediyorlar. Hatta bence daha fazlasını.
 Hadi sevgili okur. Sen de izle, sen de paylaş, Paylaş ki bu siyah beyaz dünya biraz olsun renklensin!

                                                        YIK ZİHNİNDEKİ DUVARI 


Yaşam Hakkı - Duvar

Hey, sen ne yapıyorsun?
İndir o ellerini
Neden diğerleri gibi değilsin?
Sen de herkes gibi davranmalısın.
 
-Ben sadece farklıyım
arkadaşlarım gibi.
 
Bu şekilde var olamazsınız.
Başarmak için bizim gibi davranmalısınız.
Bu hayatta farklılıklara yer yok.
 
- Biz de sizinle aynı gökyüzüne bakıp...
ve aynı havayı soluyoruz ve varız!
 
Hayır, hayır, hayır!
Farklılıklara yer yok!
 
- Yaşama hakkımızı istiyoruz.
Yıkılmak zorunda olan...
..zihinlerdeki duvar.
o hakkı alacağız çünkü biz de varız!
 
Yıkılmak zorunda olan..
zihinlerdeki duvar.
 
Yaşam hakkı istiyoruz.
Bize "dur" diyenlerden.
 
Bu hayatta farklılıklara yer yok!
 
- Hey! Dinle Biz duramayız!
Sadece farklıyız. Ama hayattayız.
 
Hayır, Hayır, Hayır!
 
-Duvarları yıkın çünkü biz de varız.
Yıkılmak zorunda olan...
 
Başarmak için bizim gibi olmamalısınız.
 
... zihinlerdeki duvar.
Yaşam hakkı istiyoruz.
Bize "dur " diyenlerden.
Hey! Dinle! Biz duramayız
Sadece farklıyız ama hayattayız.
Duvarları yıkın çünkü biz de varız.
Yıkılmak zorunda olan.. zihinlerdeki duvar.

31 Temmuz 2018 Salı

NİL KARAİBRAHİMGİL- Nil'e Hayat Dersleri


Tıpkı kitap kapağında ve başlıkta yazdığı şekilde, büyük Nil'den küçük - geçmişteki Nil'e, çocuklara ve geçmişteki Nil gibi hisseden herkese- Nil' e hayat dersleri var. Hayatım boyunca ben bu kitabı defalarca okuyabilirim dediğim ikinci kitap olmaya şimdiden hak kazandı. Hem de henüz 50 sayfa kadar okumuşken.
 Beni bilirsiniz, en çok hüznü anlatmayı ve zaman olarak da geceleri yazmayı seçerim. Bu gerçek hayattaki kişiliğimi elbette yansıtmıyor. Hepimiz gibi hem hüzünlerim hem de mutluluklarım var. Günlük hayatta çok neşeli, yakınlarını sürekli güldüren biriyim hatta :).
Neyse Nil'e gelelim. Kendisi şiir gibi bir kadın. Düşüncelerine, naifliğine, asilliğine aşık olduğum bir kadın. Hayat dolu enerjisini, kahkalarını kitabında yazdığı şekilde ifade etmem gerekirse ''bir mürekkep gibi'' yaymış biz okurlara.

30 Temmuz 2018 Pazartesi

Diyet Listeleri

Diyet listelerini çok severdi. Hayatını tam bir Alman disipliniyle yaşadığı için bir şeylerin kontrol altında olduğunu bilmek iyi hissettiriyordu elbette.
Zayıflayacaktı biraz...
Aslında çok kilolu da sayılmazdı. Ama şu kontrol hissi artık alarm veriyordu.
Tatilini böyle dandirik şeylerle geçirdiğine inanamıyordu. Ama yalnızdı. Daha iyisini yapabileceği bir durumda değildi.
Eşinden boşanalı tam bir sene geçmişti.

28 Temmuz 2018 Cumartesi

Yutkunurken

  Yutkunurken boğazında düğüm düğüm olan özleminle soluk borumdan bir türlü gitmeyen kadın, her nefeste daha dayanılmaz bir fırtına koparıyorsun.
Özlemi bilmek, katlanmak ve buna dayanma gücü bulmak herkesin harcı değilken, sen birdenbire hiçbir şey olmamış gibi çıktığın köşeden bana gülümsüyorsun...


27 Temmuz 2018 Cuma

Peki Sizce Ben Kimim? - Mim

Derin arkadaşımızın başlattığı, tuhaf özelliklerimizi yazdığımız mimden ben de yapmak istedim. Konusu hoş olmuş bence :) Gelelim garip bulduğum özelliklerime.

  1.  Kaldırımda veya yolda yürürken, kaldırım taşları veya yoldaysam adımlarımı sayarım. Bunu çoğu zaman yanımda biri varsa dahi yaparım. Daha ilginç olanı ise saydığım sayının 4'ün katı olmasına dikkat etmem. 16'ya kadar saymak en sevdiğim :)

8 Temmuz 2018 Pazar

Onlar Bilmez

 Onlar nereden bilir ki uzakta olmanın verdiği eksik, kekremsi tadı...
Bir telefon kadar yakın olmanın aslında hiçbir şey ifade etmediğini; benzer bir sesin, insanın, kokunun hatta montun bile delicesine kalbe dokunacağını bazen..
 Onlar bilmez ki geleceğin günün sabahının bambaşka olduğunu, en güzel sürprizin hediyeler almak yerine ''Ben geldim.'' cümlesi olduğunu.
 Onlar bilmez yan yana olmak yerine fotoğraflarla avunup iyi ki denilen yıldönümlerini, doğum günlerini..
 Onlar bilmez adam, görmeden de sevebilmenin mümkün olduğunu.
 Biz biliriz aynı gökyüzüne bakmanın bile bir mucize olduğunu. Aynı anda birbirini düşünüp aramanın; tam kokusunu unutacakken yeniden görmenin verdiği tadı.

6 Temmuz 2018 Cuma

Uzun Soluklu Bir Merhaba

Merhaba sevgili okuyucu. Yoğunluğu boyumu aşan -zaten kısa- bir yılın ardından yeni yeni duruluyor, silkelenip kendime gelirken sizleri merak edebiliyorum. Zaman zaman yazılarınızı okuma fırsatı buldum aslında.
İş hayatı, yeni bir ev, yeni şehir ve insan ilişkileri beni ben olmaktan çıkardı diyebilirim. En başta sabahları erken kalkıyor olmak, işimi hakkıyla yapabilmek adına erkenden uyumama sebep oldu. Gece kuşu olan gizli özne gündüz gözüyle yazı yazamaz, bilirsiniz...