![]() |
Görsel alıntıdır |
Bembeyaz, pamuk gibi elleri vardı. Gözlerini henüz açamıyordu ve çok çaresizdi. Onun yaratılışındaki mükemmellik, sesindeki tatlılık, buğulu gözleri, minicik oluşu öyle güzeldi ki..
İlk günler ne kucağıma aldım, ne de öpmeye kıyabildim. Dokunursam o yumuşacık kemikleri kırılacaktı, ona zarar verecektim sanki. Oysa o melek ne kadar muhtaçtı sevgiye.
Ela'nın doğumundan sonra beni en çok üzen şeylerden biri de o henüz on bir günlükken gidecek olmamdı. Annemler onu bir gün görmeseler özlediklerini söylüyorlardı. Ben bir buçuk ay miniğimi göremiyor, eve gitmek için gün sayıyordum. Çektiğim video ve fotoğraflarla avutuyordum kendimi. Onu herkesten çok ben özlüyordum galiba.
Anlattıklarım hislerimin yarısı bile değil. He şimdi aklıma geldi, küçükken ne kadar çaresiz deyip ağlardım başında. Banyo yaparken korkup ağlıyor diye ben de ağlardım.
Bugün Ela tam 16 ay 3 günlük oldu. Geçen zamanda onu vura vura sevmeye, öpmeye başladım mı ? Başladım tabii. Hala korkularım yok değil. Düşecek, üzülecek diye çok korkuyorum, her an peşinde dolaşıyorum. Sık sık video çekmeye devam ediyorum ki gidince kendimi avutacak bir şeylerim olsun. Her istediğini yaptığım için şımarıyor bazen. Türlü şebeklikler yapıyorum ona. Varsın olsun, şımarsın. İyi olsun, sağlıklı büyüsün de gerisi önemli değil.
Anne yarısı olmayı bu denli hissediyorsam, kim bilir annelik ne güzel duygudur diyorum..
Bu yüzden anneliği de, yarısını da herkes yaşasın istiyorum.
Teyze olmak zordur. Şanslı bir minikmiş. Allah onu bahtını güzel eylesin.
YanıtlaSilÖyle çok seviliyor ki :). İnşallah teşekkür ederim
YanıtlaSil