Bumerang - Yazarkafe

31 Temmuz 2019 Çarşamba

Meryem

 Öğretmenlikte ikinci senemi de tamamlamış, hatta ve hatta ikinci yaz tatilimi de neredeyse tüketmiş bulunmaktayım sevgili okur.
 İkinci senemin en güzel kazanımı canım kızım Meryem'im oldu. Kendi alanım dışında, lösemi hastası bir çocuğa evde okuma yazma eğitimi verdim. Mikrop kapmaması gerektiği için okula hiç gitmemişti. İkinci dönem başladım ama sanki çok uzun zaman birlikteymişiz gibi hissettirdi.
 Meryem doğuştan lösemi olan bir çocukmuş. Doğduğundan beri hastanedeymiş. İki kez nakil yapılmış abisinden. İlkinde ikisinin kanında da nadir rastlanan bir virüs oluşmuş ve iyileşme süreci başlamamış. İkincisinde çok şükür ki nakil başarılı olmuş. Meryem'le tanıştığımızda kemoterapisi bitmiş, hastaneden taburcu olmuş, saçları yeniden çıkmıştı. Aynı zamanda eve yeni geldiği seneydi. Ne anne babası ne de kendisi yıllardır evinde değildi.
 Doktoru artık Meryem'in dışarı çıkmasına - maske takmak şartıyla- izin vermişti. 
 Başta hakkında bu kadar bilgi sahibi değildim, büyük bir endişe ile gittim. Kötü durumda olabileceğini düşündükçe üzülüyor, dayanabilir miyim acaba diyordum. İnsanların içinde bulundukları kötü durumlar derinden yaralıyor malum...
 Boyaması çok güzeldi, kas gelişimi iyiydi. O boyama yapıyordu, ben şebeklik...
O boyama yapıyordu, ben uzaklara dalıp ne acılar çektiğini düşünüyordum. Özel durumda oluşu onu dersler konusunda çok sıkmama müsade etmiyordu. Her çocuk özeldir düşüncesi biz eğitimcilerin aklından bir an bile çıkmamalı. Bu arada her gittiğimde maske takıyordu. Boğaz ağrısı gibi bir şikayetim varsa ben de takıyordum. Dışarıya yeni yeni çıkabildiği için beni çok seviyor fakat derslerden sıkılıyor, ders biter bitmez dışarı çıkmak istiyordu. O da kıvırcıktı. Saçları yeni çıktığı için benim kıvırcık uzun saçlarıma bayılıyordu, sürekli dokunmak istiyordu. 
E,l,a,k,i,n derken yavaş yavaş ilerledik. Ödevlerini yaptı mı, öğrenebilecek mi, yeterli miyim, kullandığım yöntemler iyi mi, canı neden sıkılıyor gibi endişeler yarım dönem boyunca yedi bitirdi beni. Bir nevi annelik gibi bir şey. Sezen annelik hakkında ''Annelik bir ömür pişmanlıktır'' demiş. Bu tür endişeleri kast etmiş. Canım Sezen... 
 Neyseki dönem sonunda okuma yazma işini hallettik. Tanımadığımız 7 harf kaldı sadece.
 Öğrencilerimin hepsine çocuklarım dedim iki senedir. Ayırt etmedim. Ama Meryem çok özeldi, çok başkaydı. Heyecanla gidip, çoğu zaman düşünüp aradığım bir yavrum oldu. Canım oldu. 
Meryem ne yapıyor, kalan 7 harfi de öğrendi mi acaba derken onu size de anlatmak istedim.
 Umarım tamamen iyileşirsin Meryem'im. O ve onun gibi küçük yaşta hastalıklarla boğuşan tüm çocuklarımız, umarım...

4 yorum:

  1. Selamlar blogunuzu takipteyim sizde beni takip ederseniz çok sevinirim. Birde blogumda bir mim var onuda blogunuzda cevaplarsanız sevinçten havalara uçarım :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, hoş geldiniz sevgili okur :). Göz atacağım..

    YanıtlaSil

Ben buradayım sevgili okur, peki sen neredesin?