![]() |
görsel alıntıdır |
Belki bir kaldırıma, belki bir küçük çatı kenarına konuşlanmış kul yuvasına, belki de daha önce dökülen damlaların biriktiği bir çukura...
Her bir gözyaşı damlası farklı dünyalara ait oysa.
Yeni doğan bir çocuğun çığlık atarak ağlaması, annesinin mutluluk gözyaşları ya da orta yaşı geçeli çok olmamış dedesini kaybeden çocuğun gözyaşları...
Yani duygular farklı olsa da gözyaşları hep aynı akıyor aslında.
Şebnem Ferah'ın da dediği gibi ''gözyaşlarımızın tadı aynı.''
Tıpkı yağmur damlaları gibi gidecekleri yolu kendileri belirliyor ama. Silebildiklerimizi siliyoruz. silemediklerimiz de birikiyor aslında yıpranmış, kuraklaşmış çukurlarımızda. Bazen göz kapağı altımızda bu çukur, bazen yanaklarımızın kenarında...
Belki de diyorum ağladıkça çıkan hıçkırıkların sesi olmasa birikintiye düşen gözyaşı damlalarını daha rahat duyarız.
Düşünsene be ahmak adam, dedim bi keresinde kendime.Yolda gördüğüm ağlayan çocuğa bakarak, kim bilir dedim hangi gözyaşı damlasına duyguların imzasını atarak damlatıyor gözlerinden. O imza hangi mendilde, hangi kıyafetin kolunda ya da hangi insanın omzunda duygulara kanıt olarak duruyor acaba...
Düşünsene...
Velhasıl kelam yine bu gece başka aktı gözyaşları; kimi sevinçten, kimi hüzünden. Ama hepsi aynı yerde buluştu ve buhar olmak, içinde taşıdığı duygunun imzasını gökyüzüne taşımak için biriktiler bir yerde. Ve bir sonraki duygunun imzasını görmek için beklemeye başladılar.
Ve gördü ki adam gözyaşı aslında insan demekti, insan olmak demekti.
Gözyaşı büsbütün insan kadar değerli ve insan kadar gerçek bir varlıktı...
Sevgili okucu, yazımız bloğumda zaman zaman misafir edeceğim bir arkadaşıma aittir. Sevgiler.
Aslında göz yaşlarının hepsi de ayrı imzalar taşıyormuş gerçekten de...
YanıtlaSilAnalizini yapmışlar. Mutluluk göz yaşı, keder göz yaşı ve diğerleri... Hepsi farklı farklı kristalleşerek kuruyorlarmış...
Bazen bu dünya için fazla hassas, fazla özel olduğumuzu düşünüyorum. O da yaratıcının takdiri, buradaki sınavdan dolayı tabi ki.
SilBol bol mutluluk gözyaşlarımız olsun değil mi Kahve Yanı :)
Ah keşke... :)
SilAma işte sınav alanı. Sadece acılar pişiriyor diye böyle kurulmuş sistem...
Gerçekten hassas varlık insanoğlu. Ama demek ki varoluşun üst katlarına çıkacak kadar hassas değil bir çoğumuz... Yoksa neden bu cehennemin başını bekleyip duruyoruz ki...
Çok haklısın.
SilHassasiyetimiz ve özel oluşumuzu değerlendiremiyoruz maalesef.
Mutluluktan ağlamak nasıl bir şey acaba?
YanıtlaSilUnuttuk değil mi ...
SilŞehit haberleri, kavgalar, savaşlar, olaylar...
Dünya gerçekten berbat bir yer.
Arkadaşın buraların en güzel misafirlerinden olcak gelişinden belli. Birde içimize içimize ağladıklarımız var o daha acı ama gözyaşları içimizde birikiyor damlayıp gidemeyince gözlerimizden boğazımızı yakıyor içimizi yakıyor.
YanıtlaSilBelki de.. Ben de arkadaşın yeni yazılarını bekliyorum merakla :). Ağlamak, atmak lazım zehri. İçimizde kalmamalı haklısınız...
YanıtlaSilHoşgeldiniz teşekkür ederim yorumunuz için.