Bumerang - Yazarkafe

8 Temmuz 2020 Çarşamba

Tutunamıyoruz Albayım

''Disconnectus erectus. Oğuz'cum Atay'ın literatüre kattığı en anlamlı kelime. Bizi Tutunamayanlar kitabını okumamışlar anlamaz. Okuduğunda bir daha eskisi gibi olamamışlar anlar ancak'' diye düşünüyordu. Turgut'un acısını bir kez daha yaşadı, Selim'in yokluğunu sonra. Turgut gibi bir trene binip kayıplara karışmayı da düşünmüştü, ama bunu yapmak için gücü yoktu.
 İnsanlar albayım, dedi. Gerçekten umursamıyorlar birbirlerini.
Sözlerinde ve davranışlarında samimi değiller. Bu yüzden insanlara, eşyalara tutunmaya çalışmaktan vazgeçeli çok olmuştu.
Yanından biri geçiyordu, şimdi olmazdı. Şimdi kendi kendine konuşmayı bırakıp onlar gibi görünmeliydi. Albayı yokmuş gibi davranmalıydı.
Konuşmaktan çok yazmayı tercih etmesi canım insanlar sayesinde olmuştu. Kitaplarla dolu bir odası, müziği, uzun bir yolu veya yolculuğu olsun yeterdi ona. Fazlasını ayık kafayla kaldıramıyordu zaten.
Albayı dışında kimseyle konuşmak istemiyordu.
Sevginin kapsayıcılığını düşünüyordu. Tek kelimeyle mutlu olmanın, dibe batmanın nasıl mümkün olduğunu.
Gülüşlerin ve gözlerin insanları birbirine bağlayıcı etkisini. Görmediği ve hiç görmeyeceği gülüşleri... Kendine bile itiraf etmekten korktuğu duygularını...
Elleri uzun saçlarında, gülümsediği siyah beyaz bir fotoğraf vardı. Hepsi o fotoğraftan olmuştu. O olmasaydı uzun yürüyüşlere, iç çekişlere yer olmayacaktı.
Arka fonda Sezen'den ben sende tutuklu kaldım çalıyordu. Kitaplar ve şarkılar olmasaydı unutmak daha kolay olmaz mıydı?
Gerçi delirirdi o zaman dışarıdaki sessizlikten.
İçindeki kulakları sağır edici sesleri şarkılarla, kitaplarla ya da yazıya dökerek bir nebze hafifletiyordu. Herkesin bir maskesi vardı. Onunki de mutluluk maskesiydi. Her zaman mutluydu.
Az içmeli dedi. Ama ayık kafayla da çekilmiyordu ki işte.
Doktora da söylemişti. Ağır ağır yaşıyordu, acele etmeden. Kimseyi yormadan, kimseye dokunmadan öylece yanlarından geçip gidecekti.
İçinde başlayıp yine içinde biten yolculuğunda ağır ağır ölecekti.





10 yorum:

  1. İnsanın içinde başlayıp yine içinde bitiyor hayat denen yolculuk demişsiniz ya. Aslında buna katılmıyorum. Sanırım insanlara dokunmadıkça, onlardan birşeyler alıp kendimizden vermedikçe (ama bunun acıtmayacağını zaten kimse söyleyemez..) yaşamış olur muyuz? Cevapları ben de bilmiyorum henüz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buradaki karakter hayattan, yanmaktan nasibini fazlasıyla almış ve artık yaşamıyor aslında söylediğiniz gibi..
      Kimseye dokunmadan göçüp gidecek bu diyardan...

      Sil
  2. İnsanların artık bırak eşyayı bir duvardan dahi farkı kalmadı. Değer veriyorsun tepki yok. Seviyorsun tepki yok. Kızıyorsun tepki yok. Nefes alıyor mu yaşıyor mu diye tıklatıyorsun bir tıklatmada koca duvar yıkılıyor bir kıyamet kopuyor. Bir dokun bin ah işit. Ne söylesen duymayan insan bir dokununca dile geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duvar şarkısı geldi aklıma yazdıklarınızı okurken...
      Duyarsızlaştık ya da duyarsızlaştırıldık...
      Öylesinden uzak durmalı sevgili okur, paramparça olan biz oluruz yoksa :)
      Sevgiler.

      Sil
  3. Uzun zaman sonra Oğuzcuğum Atay ile karşılanmak hoş denk geldi :)
    İnsanlar artık birbirlerini eşya olarak görmekteler gibi geliyor bazen. Hissettim okurken gizli öznesini yazının. Tehlikeli Oyunlar'dan bir kısmı hatırlattı bana: "Karım güzel değildi albayım. Ben de değildim. Fakat, nasıl anlatsam 'benim' karımdı; canlı bir varlıktı. İnsan, evine bir biblo alınca bile kendisini bir başka hisseder değil mi?"
    Bir de, merak ediyorum; acaba mümkün mü kalabalıkta kimseye değmeden öylece geçip gitmek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Oğuz Atay... Her kelimesi ayrı ayrı dokunuyor insana...
      Hoş geldiniz sevgili okur, hissettirebildiysem ne mutlu :)

      Sil
  4. Ama ne yazık ki günümüzde insanlar eşyalara tutunuyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız. Birbirimize tutunmak dururken hem de...

      Sil
  5. ooooo turgut öz ben oooo selim ışık (isa yani) :) oooo otobüste demirlere tutunamayıp düşenler albayım hihi :) ayy korkuyu beklerkeeen of of en sevdiğim yazar tazbiiii yerli kafka hihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de en sevdiğim yazar çok sık alıntı yaparım :) tekrar tekrar okunası romanları...

      Sil

Ben buradayım sevgili okur, peki sen neredesin?