Gemici Düğümü

Günün anlam ve önemine binaen söylenecek tek bir söz, tek bir bakış yoktur. Mavi bildiğin sabahları Dali maskeli adamlar katran karası düşlere boyamıştır. Göz kapaklarındaki ağırlık, yaşanmış veya yaşanması mümkün olmayan ukdelerle doludur. Bundandır uykulu, aksi hallerin.

Kaçta uyuduğun, kaç kabus gördüğün ya da kaçta uyandığın şairlerin işi değildir. Zaten artık şair burada ne demek istemişteki şair de sen değilsindir.

Kelimelerin ve davranışların gücüne inanırken dağ gibi duran bazı şeylerin nasıl da sarsıldığı, kendini tam bırakacakken, çakılların her yerini kanattığı bir düşüşe şahit olman bundandır.

Geceleri odanı sonsuz bir gökyüzü gibi kullansan, tek bir yıldız olmayan bulutlu bir an düşerdi hissene.

Sen bir günde küsmedin bu hayata.

Çabaladın, bir daha boyadın. Bir daha uyudun, bir daha uyandın.

Uçmayı çırpınmak olarak gören, ilkel kalplerle dolu bir odada karanlıkta hissetmekten daha olağan bir durum yoktur. 

Sen yine uyu, yine uyan. 

Bırak siyah kalsın düşler. Karanlıkta el yordamıyla ilk yürüyüşün değil. 

Ne olmuş düştüysen? Her seferinde kendin kalkmadın mı?

Her şeye tamam da dedi, şu boğazımda düğüm düğüm olan şeyle başa çıkamıyorum.

Gemici düğümü acıları çözmek, sandığın kadar kolay değildir. 

Bu gemi bu limana öyle bağlandıysa, ve gemi yanmaya başladıysa, yangından çok düğüm canımı yakıyorsa

Benim payıma da beklemek düşer.