Bumerang - Yazarkafe

27 Eylül 2023 Çarşamba

Yazgı

Kalemim tükendi sanmıştım. Kelimelerin yeri ellerimden boğazıma doğru, düğüm düğüm olurken içimde bir yumru olarak var olacaktı artık. Saunada kilitli kalmış gibiydim, nefes alabilmek için çıkmam gerekiyordu fakat aldığım her nefes de bir adım yaklaştırıyordu beni o eşsiz sona. Çığlık çığlığa susarken ne çok şey anlatmıştım oysa. Hiçbiriniz duymadınız. İçimde yanan ateşte dans eden, canı yansa da bir türlü gidemeyen çocuğu hiçbiriniz görmediniz. Herkesin sonu aynıdır. Yazgısı farklı olsa, yolları düz veya dolambaçlı olsa da sonumuz aynıydır. Tanrı'nın alnımıza attığı her çizikte bir acı, her göz yaşında bir unutulmuşluk, her beyazda kaybettiklerimizden bir hatıra vardı. Ya içimizdeki çürükler, onları gören var mıydı? Fakat Tanrı'm, benim payıma düşen parça biraz fazla değil miydi küçücük bedenime? Ben diye başlayan bir hayatın, aslında hiç var olmamış gibi öylece kesilip atılması, haksızlık değil miydi? Konuşabilir miyiz Tanrı'm? Göz yaşlarımın sesini dinler misin? Yok olan onca canın acısı, kördüğüm olup kaldı şuracıkta. Sahiden Tanrı'm, senin hiç canın yanmadı mı? Sesler, telaşeler, rutinlerle dolu bir hayatın iyileştirmesini umduğum acılarım bana oradan gülüyor. İşte tam şuradalar. Biz hiç var olduk mu? Bir yerlerde izimiz kalmış mıdır bir daha gitsek yerimizi dahi bulamayacağımız şehirlerde? Gülmek her zaman gülmek değidir, yaşamak da. İçimde ölen milyonların sesini duyan var mı? SESİMİZİ DUYAN VAR MI? Sahiden Tanrı'm, senin hiç canın yanmadı mı?

14 yorum:

  1. Çok çok üzgünüm. Gerçekten gülen yanımız, sevdiklerimiz, tanımadığımız nice hayat ve de hikayenin yasını tutuyoruz. Sizin tuttuğunuz yas çok daha çeşitli ve de ağır... Her yasta kendimize de daha çok yakınlaşıp kendimize dair daha çok şey öğreniyoruz. Ancak bazen yasın yolları çok dikenli, çok meşakkatli. Bazen insan tek başına yüzleş emiyor, birisi eşlik etsin istiyor kendisine. Eğer imkanınız varsa bu süreçte profesyonel bir destek almanızı, sadece ilaç da değil konuşma terapisini içeren bir psikolojik destek almanızı öneririm. Çünkü tek başınıza bu kadar yükü taşımamalısınız belki de. Eninde sonunda etten kemikten insancıklarız biz de. Yasını paylaşıyorum, sizin için umut diliyorum ve yüreğinize de bir parça da olsa ferahlık diliyorum :) Çok sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Çok, çok üzgünüz. En acısı da hayatın acımasızca devam ediyor ve herkesin her şeyi unutuyor olması. Biz depremi yaşayanlar sürekli kaşınan, her seferinde yeniden kanayan bir yarayla yaşıyoruz. Samimi yorumunuz için sağ olun, acımızı paylaştığınız için müteşekkirim. Biraz daha zamana ihtiyacım var, inanıyorum iyi olacak her şey...
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  3. Belki duyuluyordur. Belki de değil. Bazen kişi kendi çığlıkları ile baş başa kalabiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte o anlardan birinde içimden geçenler...

      Sil
  4. Yaşananlar kolay değil, yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Çok zor gerçekten. Yaşayanlar gibi kimse bilemez tabi acıları.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle. Allah bu felaketi yaşayan herkese sabır versin.

      Sil
  6. sesimi duyan var mı? yedi gün boyunca enkazın başında bu sesi her duyduğumda babamın sağ çıkarılma umudu canlanmıştı içimde. Ama babam sağ çıkmadı. Şimdi tam gözüken yanlarım paramparça, yaşar gibi yaşamaya çalışmak ve bu değiştirilemez acıya dayanmak çok zor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyordum...
      Dayanabilmek, o anları hatırlamak çok zor...
      Kaybınız için çok üzüldüm sabırlar diliyorum :(

      Sil
  7. Evet, oldukça zor.
    Hayatın herkes için zor olduğunun farkındayım. Devam etmem gerektiğinin de. Elimden geldiğince iyi olmaya çalışıyorum ve bunun için her yolu deniyorum.

    YanıtlaSil
  8. Sözün bittiği anlar vardır. Tek çare zaman. Üzgünüm, felâketi yaşayanlara sabırlar diliyorum.

    YanıtlaSil
  9. Depremi Adana'da yaşadık ancak komşu şehirlerde ya akrabamız ya da arkadaşlarımız vardı. Zaman geçtikçe unutulmuyor yalnızca sabretmeyi ve dayanmayi öğreniyoruz Allah cümlemize sabırlar versin ...

    YanıtlaSil

Ben buradayım sevgili okur, peki sen neredesin?