Bumerang - Yazarkafe

4 Mayıs 2021 Salı

Zail



En sevdiği mevsimin, en sevdiği saatleriydi. Üşütmeyen, yakmayan. Konforlu ama konforsuz.

Kafası henüz yeterince iyi değildi. Birkaç tek attım mı o da tamamdı.

Dışı güzel çağın içi çürümüş insanları olarak taktığımız iyiyim maskeleriyle birlikte bir gün yok olacağımız o muhteşem anın özlemiyle yanıp tutuşuyoruz, dedi yanına gelen yaşlı adama.

Adam bir genç kadından böyle esaslı, kendinden büyük cümleler duymuş olduğuna şaşırarak gülümsedi. Sonra üçüncü sayfa haberlerine göz attığı gazetesine gömüldü yeniden. Kadının işine gelmişti bu durum.

Adamla yapmayı hayal ettiği doğu ekspresi turuydu bu. Ne eğleneceklerdi ama. Yani bundan adamın haberi yoktu ama hayatlarındaki ilk ve belki de tek güzel yolculuk bu olacaktı. Ankara'da buluşacaklardı ve Kars'a kadar yol boyunca hiçbir ağacı, hiçbir hayvanı ve bulut parçasını kaçırmayacaklardı. Bazen adamın gözlerine kayacaktı gözleri, bazen uyuyacaktı omzunda ama bu eşsiz manzarasından bir şey eksiltmeyecekti.

Bir şiir okuyacaktı adam, hiç susma diyecekti. Hep oku, hayatımdan sesin, kokun hiç eksik olmasın. Adam her zamanki şefkatli gülüşüyle gülümseyecekti. Bu kadar çok sevilmenin yaşattığı his tarifsiz olacaktı adam için, sessiz kalacaktı yine. 

Bu sahip olmaktan çok, yol arkadaşı olmanın yolculuğu olacaktı. Bir şeye sahip olamazdı ki insan. Ancak istediği süre boyunca eşlik ederdi birbirine. Sevgiyle, saygıyla...

Yol ve yolculuk hakkında çok düşünmüştü kadın. Öyle hayal kurmaktan da pek hoşlanmazdı ama bazı kişiler ve bazı durumlar üzerinde, o durumlara münhasır bazı ayrıcalıkları vardı...

Sonra, bu düşler zail olmuştu. Zail, sözlük anlamıyla yok olan demekti. Zaten hiç var olmamış bir şey nasıl zail olabilirdi ki? Olmuştu işte. Ona gerçekten daha gerçek gibi gelen şeyler zail olmuştu.

Kadın ziyan olmuştu. Sonra dedi, bu yolculuğu kendim yapayım. Adı da unutmak olsun.

Unutmak yolculuğu yaptınız mı hiç?

Bu yolculukta ölmeyi diliyordu kadın. Ama hiçbir şey istemekle ve istediğin şekliyle olmuyordu ki hayatta.

Kulaklığını taktı. İçini ve zihnini susturmanın en kısa yolunu şarkılarda bulmuştu. Aylar olmuştu ağlamayalı. Ben hangi ara duygusuz bir piç oldum ulan dedi içinden. Aslında bu duygusuzluk değil, duyguların yoğunluğu karşısında ezilen vücudun tepki verememesiydi. Henüz farkında değildi...

Manzaraya daldı, kaç zaman geçti o şekilde bilmiyordu. Hiçbir şey düşünmeden sadece izliyordu. Sonra yaşlı adam koluna dokundu, o an müzikten duyamadığı bir şeyler mırıldandı. Dışarıda olan bir şeyden bahsetmişti aslında. Adam dokunur dokunmaz sarıldı kadın, hüngür hüngür ağlamaya başladı. 

Bazen ağlamak için saçma sapan şeylere sığınırız. Tuhaftır ama rahatlatır. 

Adam bir baba şefkati ve anlayışıyla sarıldı kadına. Hiç konuşmadılar. Derdini az çok anlamıştı, yılların yüzüne ve ruhuna kattığı tecrübesiyle sadece beklemesi gerektiğini biliyordu.

Bir süre sonra kadın sustu. Düşünmeye başladı yeniden. Çok emek vermişti. Toprağından saksısına özendiğin, suyundan vitaminine dikkat ettiğin ve her gün özenle suladığın bir çiçek gibiydi aşk.

Belki güneşi az geldi, belki yerini sevmedi. Bilemiyordu. Bazı çiçekler böyledir. Saksıda kalmayı sevmezler. Sulanmak için bir ele muhtaç olmayı, o ele bağlı kalmayı, o ele gülümsemeyi bile çok görür hani. 

Öyle bir şeydi işte. 

İyi niyet, iyi düşünce, güzel sevmek, vefa, hatırlanmak, ölüm, kayboluş gibi kelimeler hakkında satırlarca yazabilirdi ve bunlardan esaslı hikayeler çıkarabilirdi. Onun yerine susmayı tercih etti. 

Susmak, beklememek, yaraları sarmak, dayanmakla devam edecekti yolculuğu. Adı da unutmak olacaktı.


Ela gözlüm ben bu
Elden gidersem
Ela gözlüm ben bu
Elden gidersem
Zülfü perişanım
Kal melul melul
Kal melul melul
Kerem et aklından
Çıkarma beni
Ağla gözyaşını
Sil melul melul

şarkı için tık tık




8 yorum:

  1. Çok güzel yine, hep aynı şeyleri söylüyorum ama etkileyici olmuş. Hisleri başarıyla aktarıyorsunuz.
    Ela gözlümü ilk şurada dinlemiştim: https://youtu.be/2KFBhJvPd3I
    Çok güzel gerçekten. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Dinliyorum hemen şarkıyı da :)

      Sil
  2. Kars konusu zor ama aklımı taktım Likya Yolu'nu yürümeye ben....
    Bu arada, fesleğen mevsimi geldi, e hadi? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarımm, yaparsın sen benceee yürümeyi çok seviyorsun :)
      Evett tamamdır ikimiz de yazalımmm🎈 :)

      Sil
  3. Zail..
    Yazdım bunu bir kenara seni okumayı özlediğimi düşünürken:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seni buralarda görmek çok güzel biz de özledik efendim :)

      Sil
  4. film sahnesi gibi, bir fransız veya rus filmi gibi, hatta angelopoulos filmindek duyarlıklar. unutmak için daha da uzağa gitmek lazım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kafa ve kalp bizimle olduktan sonra ne kadar uzağa gittiğimizin de bir önemi yok deep :)

      Sil

Ben buradayım sevgili okur, peki sen neredesin?