Kalpte ise tüm odaları katıp tek bir salon yapmıştı yerini. Yani bu veda bir evin odalarını sığınağa çevirmişti. Sığınakta tek oda, tüm ayrıntılarıyla ezbere bilinen bir silüet vardı artık; girişler ve çıkışlar yasaktı.
Birtakım yaşamsal malzemeler, sınırsız tütün ve içecekler vardı. Tütün dumanları acının katsayısına paralel olarak yoğunlaşıyordu. Bir cam bıraksa iyi olurdu aslında, nefes almak için. Ama artık nefes almanın dışarıda veya içeride, denizde veya ormanda olmasının hiçbir önemi kalmamıştı.
''Bir sevgi, bir de sevgisizlik her şeyi yaptırır'' derlerdi insana. Bu veda sevgiden miydi, sevgisizlikten miydi bilmiyordu. Ama evleri sığınağa çeviren vedaları hiçbir insan hak etmiyordu.
Sığınaktan çıkmak için yılda bir günü vardı kadının. Onun gittiği gün. Bugün de o döngü günlerinden biriydi.
Yine aynı yollardan, aynı şarkılarla, aynı adımlarla gidiyordu. Güneşin doğuşundan yeniden doğuşuna kadar devam eden bir bekleyişti bu.
Tren garında veda eden her anne, her çocuk, her aşık biraz oydu. Başka acılardan kendine pay çıkarmayı hep sevmişti kadın.
Gözyaşlarının akışındaki ritimden ne şarkılar çıkıyordu, tadından ne yemekler, bilseniz.
Yerine hiçbir şeyi koyamayacağı bir boşluğu kucaklıyordu her gittiğinde.
Siz hiç hayatınızdaki her şeyi, bir boşluğun sessizliğine tercih ettiniz mi?
Hani düşüncesini bile hiçbir varlık bölmesin istediniz mi?
Zaman yaraları saran değil, yaraların acısına alışmayı sağlayan bir olguydu sadece.
Ve gidenler, kalanların omzuna yaşanan gün sayısı kadar ağırlığı öylece bırakıp giderdi.
Sabaha kadar tam yirmi tren gelmişti. Yirmi kez aynı acıyı yaşamıştı kadın. Yeniden.
Sımsıkı sarılmıştı, gülümsemesini hüznüne taç yapmıştı.
Hani tam arkasını dönüp giderken, son kez bakmıştı, bir şey söylemek ister gibi. Keşke söyleseydi. Keşke gitmeseydi.
Bu kez dönüyordu. Hayır hayır, tamamen zihninin oyunuydu bu. Oyuna gelmemeliydi. Tehlikeli Oyunlar oynamamalıydı artık.
Artık güneş doğuyordu. Kimsesiz, sessiz, hissiz sığınağına dönmeliydi yeniden.
Söylenmemiş her söze, okunmamış her kitaba, kalması mümkünken edilen vedalara kırgındı. Aslında hayata, Tanrıya, çiçeklere bile kırgındı.
Bu kırgınlık ki sonu olacaktı kadının.
Ah! O kırgınlıklar… Kaleminize sağlık. Sevgiler….
YanıtlaSilAh diyoruz efendim :)
SilTeşekkür ederim, sevgiler...
Çok hüzünlü.. Bazen insan bırakmayı bilmiyor, halbuki bırakıverse hayat ona ne güzel yepyeni kapılar açacak, içinin tek odaya inmiş evleri genişleyecek, saraylara dönecek.. İnsan bazen düşünemiyor ve inanamıyor buna. Zaman dedikleri ve onunla geçeceğine inandıkları da insanların, sanırım bir tür olgunluk aslında..
YanıtlaSilİnsan bazen kendi içini kendine dar ediyor. Söylediğiniz gibi, bıraksa her şey çok daha güzel olacak. Kadının yarasını zaman sımsıkı sarar umarım :).
SilSevgiler.
Okurunuz olarak burdayım okudum ve çok beğendim. Sığınaktaki kişinin zamana teslim olup, güneşin doğduğu sabahlara uyanması dileğiyle.
YanıtlaSilİyi ki varsınız sevgili okur :)
SilBeğenmenize çok sevindim, öyle umalım. Aksi takdirde hayat onun için çok zor olacak.
odalar ve sığınak ne güzel buluşlar :)
YanıtlaSilEveet :) En korumalısından :)
SilBu yorum onay kısmına düşmüş nedense hallettim deep
spama da bakıversene :)
YanıtlaSilÇok dokunaklı olmuş, etkilendim bayağı. Kalemine ve yüreğine sağlık. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilBloğunuzu Ziyaretçi Defterim sayfasında Deep önerdi takibe aldım ve BLoG LisTeM sayfama ekledim. Bundan sonra sürekli uğrarım :) Bu arada bloğuma çaya beklerim çay bedaveeee :)
YanıtlaSilMerhabalar. Evet spama düşmüş ve bir süredir bloga giremedim kusura bakmayın gecikme için. Bayılırım çaya :) Çok teşekkür ederim ben de uğrayacağım :)
SilTabi hep beklerim :) Çay her zaman var :)
SilMerhabalar. Blogger da yeniyim. https://mavitanla.blogspot.com/?m=1
YanıtlaSilBu benim blog hesabım. Lütfen inceler misiniz.
Merhabalar. En yakın zamanda inceleyeceğim, hoş geldiniz aramıza :)
SilBenim yorum spamda kaldı sanırım burda :((
YanıtlaSilZaman yaraları saran değil, yaraların acısına alışmayı sağlayan bir olguydu sadece. Ne güzel bir cümleymiş bu. Bazen yaşadıklarımız bizi bırakmadan bizim onları bırakmamız gerekir bazı şeyler geride kalmalı.. Bir burukluk hissettim.. Yazacak çok şey var ama kelimeler dökülmüyor maalesef
YanıtlaSilYazarken ben de çok burukluk hissettim, o duygunun içine girerek yazmaya çalışmak farklı bir his. Beğenmenize sevindim :)
Sil