Bir yolculukta, evde, işte veya otelde olması çok da fark etmiyordu. Nereye giderse gitsin içten içe kendini yok eden kanserli bir hücreden farkı yoktu. Başka şeylerden, insanlardan uzaklaşmak kolaydı. Fakat uzaklaşmak, kendi’nden olmuyordu hiçbir zaman.
Empatinin ne olduğunu anlatır dururduk insanlara. ``Kendini başkasının yerine koyma sanatı’’ derdik adına. En büyük zırvalığın bu olduğunu daha çocukken yaşadığı karın ağrılarından öğrenmişti. Ağrısının aynısını çekmeyen kimse onun ne hissettiğini ASLA anlayamazdı.
Duygusal olarak nitelendirdiğimiz acılar da tıpkı böyleydi. Hatta bir ayrılığı yaşamış iki insan arasında bir çocuğun ''seni şu kadar seviyorum'' derken ellerini açtığı sonsuz mesafeden daha büyük bir fark olabiliyordu. İşte kadın mavi düşlerini bu düşüşte bırakmıştı dibini bilmediği bir uçuruma.
Hisler arasındaki bu uçurumdu kadını günlerce, gecelerce gözü kapalı bir uyanıklıkta tutan...
Onu ayakta durmakta zorlayacak kadar acıtan bir şey, nasıl olurdu da o adamın kalbini teğet bile geçmezdi? '
''Yok saymayı ben senden öğrendim'' şarkısını çok severdi kadın. Yok saymayı öğreneceği güne değin sayısız kez kanattığı bu yaranın bandını bir daha açmamaya karar verdi o gün sahilde. Önce gecenin karanlığında yakamoza ağladı, sonra doğan güneşe. Yeni güne adamın onu terk ettiği sahile bir daha uğramamak üzere veda ederek başladı.
Blogunu çok beğendim ;ben de buralar da yeniyim belki göz atmak istersin:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim sevgili okur hoş geldiniz :)
SilBaşarılıı.
YanıtlaSilTeşekkür ederim sevgili okur :)
Silbaşarılar :)
YanıtlaSilEskiden hayatımız bir pamuk ipliğine bağlı derdik; o eskidendi. Şimdi hayatımız ve sağlığımız birbirimize bağlı iyi mi? Her muhatabımız ya bir virüslü, ya da biz virüslüüyz. Birbirimizi düşünürsek bunun adı oluyor empati. Empati duygusu gelişmiş toplumlumlarda adalet de oluyor, ahlak da oluyor, paylaşım da. Zaten başımıza gelen bütün musibetler birbirimize yapılan iyiliklerle gider. Buda geçer diyerek iyiliğe yönelmeliyiz ki huzur içinde yaşayalım ve huzur içinde ölelim vesselam.,.
YanıtlaSilKesinlikle. Ve hayatımızın doğadaki en acımasız canlılar olan biz’lerin elinde olması ayrıca korkutucu. Empati duygusunun hiçbir toplumda gelişmiş olduğuna inanmıyorum...
SilUmalım ki geçsin gitsin bu kötü günler🙏🏼 Gündemden uzaklaşmak için yazdığım bir yazıydı askında ama uzak kalmak mümkün değil...
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
blog sayfanızdaki kap çok hoş :) nasıl yapıyorsunuz bunları ?
YanıtlaSilYıllar önce araştırarak yapmıştım inanın hatırlamıyorum :( . Siz de bir araştırın mutlaka bulursunuz diye düşünüyorum.
Silsevgiler :)
Bir Karadeniz kıyısında gece sabaha kadar karanlıkta ufku görebilmeyi zannederek çakıl iri taşların üzerine uzandım, ay ışığında deniz zifiri karanlık, tam kıyısına bir dalga vursa alıp götürecek... Sevgili Funda Arar'ın dediği gibi o sabah güneşin üstüme doğmasıyla öğrendim çoğu şeyi o can yakan taşlı Karadeniz kıyısında...
YanıtlaSil… Vazgeçtiysen hep sağanak yağışlarımdan
Vazgeçtiysen bitmek bilmez kışlarımdan
Korkma kimseye ödenecek borcum yok
Yok saymayı ben senden öğrendim…
Güzeldi, sevgimle...
Hep söylerim:
SilYüreğinize dokunabilmişse ne mutlu.
Sevgiler...