Bumerang - Yazarkafe

11 Haziran 2020 Perşembe

Fesleğen

Aynı geceye uyanmak, herkes uyurken ansızın.
Başka bir şehirde, başka bir hayata ölesiye tutulmak. Hiç bilmediğin bir şeye sıkıca sarılmak, böylesine kolay mıydı?
Seslerin dokunulmazlığına inat boğazı düğüm düğüm eden sessizlikler değildi hayalindeki.
Yaralarımı dedi, bu kadar göstermeseydim başka türlü olur muydu?
Acılarını bile sevmeyi, kokusuyla öğreten fesleğeni seven adam
Onu da sever miydi?
Adam ansızın sustuğunda açtığı o derin yaraları görmeseydi. 
Yanmanın sevmekten geçtiğini, bilmeseydi...
Yağmurlu bir günde gelseydi, gözlerinden akan yaşları fark edemeden iki yabancı gibi sadece yürüselerdi sahilde. Bir şarkı söyleseydi. Sonra bir tane daha...
Hani her gün dinlemekten bıkmadığı şarkılardan.
İmkansızlıklardan, sevdaya dahil olmayan hijyenik acılardan, bazı şeylerin anlamsızlığından konuşsalardı. Bir kez sarılsaydı, hiç bilmediği kokusunu içine çekerek. Burun direklerini sızlatan vedalardan bahsederken yalancı bir gülümseme olsaydı suratında. Martıların seslerinde huzur bulsalardı. Solundan olmak nedir'i konuşsalardı.Yürümeyi, yaşamak saysalardı. 
Bir kez. 
Son kez...
Denizin mavi sonsuzluğu, fesleğen adam, uzun bir yol olsa.
Ve o yol hiç bitmese. 

4 yorum:

  1. keşke. paralel evrenlerde yaşıyormuş hissi veriyor yazılarınız. yoldaşlık, bir nevi o sahilde yürümek gibi, büyük keyif.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana da öyle hissettiriyor yazarken :) o sahilde yürümek birçok şeyin özeti aslında...
      Sevgiler :)

      Sil
  2. fesleğen gibi kokuyodu yani ne güzelmiş, tamam gelsin de deniz kenarında yürünsün hıhıms :)

    YanıtlaSil

Ben buradayım sevgili okur, peki sen neredesin?