Bumerang - Yazarkafe

12 Mayıs 2020 Salı

Hangimiz?

Terk edilip gitmenin karahindiba ile ilgisi hakkında uzun uzun düşünüyordu. Üflüyordunuz ve daha önce bütün halinde yaşayan o değilmiş gibi parçalara ayrılıyordu...
 Parçalar demişken, hangimiz bir parçasını bırakıp gidecek, diğeri uyurken şarkısına bağıra bağıra eşlik ediyordu.
 Toprağa köklerinden inatla tutunup dört bir yana yayılan, sonrasında yine o köklerinden sökülüp öylece terk edilen hindibalar...
 Nereden başlamalı unutmaya?
Önce dağılan sandalyeleri, eyşaları, boş kalan şişeleri, kahve fincanlarını toplamalıydı.
Etrafı bir güzel süpürmeliydi. Sonra...
Çamaşır suyu evde kalan kokusunu çıkarırdı zannınca. Daha önce de denemişti ama bu kez çıkaracağına dair derin hisleri vardı. Hah-hah-haa.

Bir akşam daha denemekten ne çıkardı ki?
Saçı berbat haldeydi, berbere gitmeliydi. Yeni bir iş bulmalıydı. Alfabeyi öğrenmeli, o hep kaçtığı insanlarla iletişim kurmalıydı.
Yeniden emeklemeli, yürümeli ve koşmalıydı hayata.

Eşyalarını toplarken şu karanlık odada kalmış kazağını da götürseydi ne olurdu?
Kazak deyip geçmeyin. İlk buluşmada, yıl dönümünde, geçen sene doğum gününde giyilmişti.
Eşyalara fazla anlam yüklememeli. Hep böyle düşünmüştü. Şimdi bu yaptığı olmuş muydu hiç?
Karahindiba gibi terk edilmişken
Etraf bu kadar karanlık ve dağınıkken
O kazak hala odadayken...
Unutmak mümkün müydü?

2 yorum:

Ben buradayım sevgili okur, peki sen neredesin?