Bumerang - Yazarkafe

18 Aralık 2020 Cuma

Kül Kedisi

 


Saat yarımı vurduğunda kül kedisi misali, her şeyden uzaklaşıyordu insan. Yüzündeki makyajı, ben hep iyiyim maskesi, kıyafetleri, saçları; her şeyden arınıyordu. Kendi olmaktan çıkıyordu. Bal kabağı ve fareler kalıyordu geriye. Bir de parıl parıl parlayan ayakkabılar. İşte o ayakkabılar sevdiği adamdı kadının. Onca berbat şeyin arasında öylece parlıyordu. Daha hızlı koşarsa her gün yatağının altına kadar gelen canavar onu takip edemez sanıyorken merdivenlerden düşüyor ve ayakkabılarının biri orada kalıyordu.

 İşte her gece böyle başlıyordu kabusu. Gün gelip diğer eşini bulsa bile o ayakkabılar küçüktü kadına. Canı yana yana giymenin anlamı yoktu. Ama o ayakkabılarla güzel hissediyordu kendini, sağlam adımlarla beni hiçbir şey üzemez dercesine basıyordu yere. Daha iyi bir insan oluyordu. Daha çok seviyordu doğan güneşi, sokaktaki kediyi. Yürürken ayakları kanasa, bazen devam edemeyecek kadar canı yansa da umursamıyordu. Miyop birinin gözlük kullanmaya başlayıp her şeyi daha net görmesi gibi bir şeydi. 

 Ayakkabıları varken çiçekleri en ince ayrıntılarına kadar inceliyor, hiçbir çocuğun yanından başını okşamadan geçmiyordu. Hani Sezen bile hüzünlendiremiyordu onu...

 Dedim ya işte, bu kabus başlamadan önceydi. Ayakkabılarını kaybetmeden bir saniye öncesi... Saat yarım olmasa, gece hiç gelmese. Zamanı öylece adamla durdursa... Yok muydu bunun çözümü?

Geceler böyleydi. Gündüzün ışığında parladığı için görünmeyen şeyler yarımdan sonra koskoca gökdelenler oluyordu. Kadınsa en güzel parçası eksik, beş bin parça puzzle gibi bölünüyordu her hücresiyle. 

Bir ayakkabı, bu kadar acıtabilir miydi?

Ve bir ayakkabı, bu kadar sevilebilir miydi?


www.pandacik.com da yayımlanan yazımdır. 


7 yorum:

  1. Merhaba

    Bloggerlar olarak telegram grubunda buluştuk, yazılarımızı ordan paylaşıyoruz, daha fazla kişiye ulaşıyoruz. Telegramda kimseye numaranızı vermiyorsunuz zaten google plus grupları gibi düşünün. Grubun adı Blogger Türkiye. Eğer katılırsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, telegram hakkında hiçbir fikrim yok indirecek olursam aklımda, teşekkür ediyorum davetiniz için :)

      Sil
  2. Sevgili gizli ozne.. biraz kendinden bahset burada olur mu, sana iyi gelecek. Nasılsın iyi misin. Bu yazi ağır bir yazıydı. Birseyler yansıyor bu yazıdan bana. O yüzden güzel haberlerini paylaşacağın bir yazı bekliyor olacağım. Kucak dolusu sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalaar :) nedense kendimden bahsetmekteyse bu tip hikayeler yazmak daha iyi geliyor bana, hüzün durumundan çıkmak istiyor okurlar galiba biraz :) bir süre sonra olur belki kırmamak adına, sevgiler :)

      Sil
  3. Hatta bazen acı çekmeyi sevdiğimizi, hayatımızda olmadığında eksikliğini hissettiğimizi bile düşünüyorum sevgili okur. Zamanında vazgeçmeyi bilmeli bazen...
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  4. iyi yine ayakkabı varmış bariii :)

    YanıtlaSil

Ben buradayım sevgili okur, peki sen neredesin?